İş Hukuku

Haklarınızı Koruyun

İş Hukuku, iş ilişkilerindeki dengeyi sağlamayı, işçi ve işveren arasında yaşanan uyuşmazlıkları çözmeyi ve işçilerin haklarını korumayı amaçlayan bir hukuk dalıdır. Bu alandaki yasal düzenlemeler, işçilerin maddi ve psikolojik durumlarını düzenlerken aynı zamanda iş sağlığı ve güvenliği gibi önemli konuları da ele alır.

İş Hukuku, işçi ve işveren arasındaki ilişkileri belirlerken adil ve dengeli bir zemin oluşturmayı hedefler. Bu çerçevede, işçi ve işveren arasındaki olası anlaşmazlıkları çözüme kavuşturmak için belirli hükümler içerir. Küreselleşen dünyada, sosyal ve ekonomik değişimlere uyum sağlayarak işçilerin haklarını koruyan ve güvence altına alan özel bir hukuk alanı olarak öne çıkar.

İş hukuku avukatları, işçi ücretlerinin ve çalışma saatlerinin yasalara uygunluğunu sağlamaktan fesih süreçlerini yönetmeye, toplu iş sözleşmelerinden toplu işten çıkarılma durumlarına kadar geniş bir yelpazede hizmet verirler. Bu avukatlar, işçilerin ve işverenlerin haklarını savunurken iş mahkemelerinde aktif rol alır ve yasaların sağladığı çerçevede tarafların adaletini sağlarlar.

Günümüzde en yaygın karşılaşılan davalardan biri olan iş davaları, genellikle bu alanda uzmanlaşmış avukatlar tarafından yönetilir. Bu avukatlar, iş hukuku konularında deneyimli oldukları için, kişilerin haklarını korumak ve hak kayıplarını önlemek için etkili bir şekilde hareket edebilirler. İş davalarını yöneten bu uzman avukatlar, müvekkillerinin haklarını savunarak adil bir sonuca ulaşmalarını sağlarlar. Bu sayede, kişilerin iş davalarında haklarını alabilmeleri ve adaletin sağlanması mümkün olur.

İş hukuku alanında açılan davalar şunlardır:

Haklı Fesih
Haklı fesih, işçilerin yasal haklarının ihlal edilmesi durumunda işten ayrılma sürecini kapsar. Bu durumlar, ücretlerin eksik ödenmesi veya gecikmesi, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi, SGK'ya eksik bildirimler yapılması, mobbing gibi işçi haklarının çiğnenmesi gibi durumları içerebilir. İşçinin bu tür durumlarda haklı bir sebep göstererek iş sözleşmesini feshetmesine olanak tanınır.

İşten ayrılmak isteyen bir çalışan, haklı sebepleri olduğunda ihbar süresini beklemeksizin iş akdini feshedebilir. Örneğin, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi veya SGK'ya eksik bildirimlerin yapılması gibi durumlar, işçi için haklı fesih sebepleri olabilir. Ayrıca, zorunlu askerlik hizmeti, evlilik sonrası belirli bir süre içinde işten ayrılma, iş yerinde tacize uğrama gibi durumlar da haklı fesih için geçerli sebepler arasında sayılabilir.

Haklı fesih durumunda, işçi genellikle işverene karşı hukuki yollara başvurabilir ve tazminat talep edebilir. Yasal olarak belirlenmiş olan haklarını korumak için işçilerin haklı fesih sürecini doğru şekilde yönetmeleri önemlidir, aksi halde dava sürecinde hak kaybına uğrama riskiyle karşı karşıya kalabilirler. Bu nedenle, işçilerin haklarını korumak için haklı fesih sürecinde yasal prosedürlere uygun şekilde hareket etmeleri önemlidir.
Kıdem Tazminatı Davası
Kıdem tazminatı davası, bir işçinin işten ayrılması durumunda işverenden kıdem tazminatı talep etmesi ve bu talebin mahkeme yoluyla çözüme kavuşturulması sürecini ifade eder. Kıdem tazminatı, işçinin işverene belli bir süre boyunca sadakatle hizmet etmesinin ardından işten ayrılması veya işveren tarafından işten çıkarılması durumunda alacağı bir tazminattır. Kıdem tazminatı, genellikle işçinin çalıştığı süreye ve iş kanunlarındaki belirtilen kurallara göre hesaplanır.

Bir çalışanın aynı iş yerinde en az 1 yıl boyunca çalışması, kişinin kıdem tazminatı kazanmasını sağlar.

Kıdem tazminatı davası, işçi tarafından işten ayrılma ya da işten çıkarılma durumunda, kıdem tazminatının ödenmesi gerektiği konusunda anlaşmazlık yaşanması durumunda açılabilir. İşçi, kıdem tazminatının yasalara uygun şekilde hesaplanıp ödenmediğini düşünüyorsa veya hiç ödenmediğini iddia ediyorsa, bu durumu mahkemeye taşıyabilir. İşçi, davayı açarken genellikle işyerindeki çalışma süresini, işverenin ihlal ettiği iddia edilen kuralları ve kıdem tazminatının hesaplanmasına ilişkin bilgileri sunar.

Mahkeme, işçi ve işverenin sunmuş olduğu delilleri ve kanunları göz önünde bulundurarak kararını verir. Eğer mahkeme işçi lehine karar verirse, işveren kıdem tazminatını ödemekle yükümlüdür. Bu süreçte iş mahkemeleri, taraflar arasındaki anlaşmazlıkları çözmek ve adil bir sonuca ulaşmak için önemli bir rol oynar.

Kıdem tazminatı davası açacak olan kişilerin 5 yıl içinde bu davayı açması gerekir. 5 yılın ardından açılacak olan kıdem tazminatı davaları, zaman aşımı nedeniyle reddedilir.
İhbar Tazminatı Davası
İhbar tazminatı davası, bir işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda işverenden işçiye ödenmesi gereken ihbar süresi veya ihbar tazminatı konusunda yaşanan anlaşmazlıkların mahkeme yoluyla çözüme kavuşturulması sürecidir. İhbar tazminatı, işverenin işçiye iş sözleşmesinin sonlandırılacağını önceden bildirmesi gereken bir süre zarfında, işçiye sağlanan bir hak veya tazminattır.

İş Kanunu veya ilgili diğer mevzuatlar genellikle işçinin işveren tarafından önceden ihbar edilmesi gereken süreyi ve bu süre içinde işçiye ödenecek tazminat miktarını belirler. İşveren, işçiyi işten çıkarmadan önce bu süreyi ve tazminatı işçiye bildirmek zorundadır. Eğer işveren bu süreyi veya tazminatı sağlamazsa veya yeterli bir bildirim yapmazsa, işçi ihbar tazminatı davası açabilir.

İhbar tazminatı davasında, işçi işverenin yasalara uygun şekilde ihbar süresini veya tazminatı sağlamadığını iddia eder ve bununla ilgili deliller sunar. Mahkeme, tarafların sunmuş olduğu delilleri ve kanunları göz önünde bulundurarak kararını verir. Eğer mahkeme işçi lehine karar verirse, işveren ihbar süresi veya tazminatı ödemekle yükümlüdür.

İhbar tazminatı davası, işçinin haklarını korumak ve işverenin yasal yükümlülüklerine uygun davranmasını sağlamak amacıyla açılır. Bu süreçte iş mahkemeleri, taraflar arasındaki anlaşmazlıkları çözmek ve adil bir sonuca ulaşmak için önemli bir rol oynar.
İşe İade Davası
İşe iade davası, işveren tarafından haksız şekilde işten çıkarılan bir işçinin, işverenden işe geri dönmesini ve işe iadesini talep etmesi için açtığı hukuki bir süreçtir. Bu dava, işçinin işten çıkarılma sürecinin haksız olduğunu iddia ettiği durumlarda ortaya çıkar.

İşe iade davası, işçinin işten çıkarılması sonucunda iş kaybı yaşamasını önlemek ve işçinin haksız bir şekilde işten çıkarılmasını telafi etmek amacıyla açılır. Mahkeme, işverenin işten çıkarma sürecini inceleyerek, işçinin iddialarını değerlendirir ve adil bir karar verir. Eğer mahkeme işçi lehine karar verirse, işveren işçiyi işe geri almak zorunda kalabilir veya işçiye maddi ve/veya manevi tazminat ödemekle yükümlü olabilir.

İşe iade davası, işçinin haklarını korumak ve haksız işten çıkarılmaya karşı mücadele etmek için kullanılan önemli bir hukuki araçtır. Bu süreçte iş mahkemeleri, taraflar arasındaki anlaşmazlıkları çözmek ve adil bir sonuca ulaşmak için önemli bir rol oynar.
Fazla Mesai Davası
Fazla mesai davası, bir işçinin çalışma saatleri dışında fazla çalışma yapması durumunda işverenden fazla mesai ücreti talep etmesi ve bu talebin mahkeme yoluyla çözüme kavuşturulması sürecidir. Fazla mesai, iş kanunları veya iş sözleşmeleri tarafından belirlenen düzenli çalışma saatleri dışında yapılan çalışmayı ifade eder.

İş Kanunu’na göre bir çalışanın 45 saati aşan çalışmaları, fazla çalışma olarak nitelendirilir. Bu kişilerin 45 saati aşan her çalışma saati, işçiye 1,5 saat mesai ücreti olarak ödenmelidir.

Fazla mesai davası, işçinin işvereninden fazla mesai ücretinin ödenmesi gerektiğini iddia ettiği durumlarda açılır. İşçi, işverenin yasalara uygun şekilde fazla mesai ücretini ödemediğini veya ödemezken yasalara aykırı davrandığını düşünüyorsa, bu durumu mahkemeye taşıyabilir. İşçi, davayı açarken genellikle çalışma saatlerini, fazla mesai sürelerini ve ücret hesaplamalarını içeren puantaj kayıtları, işyerlerine giriş – çıkış listeleri, aynı iş yerinde çalışan işçilerin tanık olarak beyanları gibi delil ve tanıklar sunar.

Mahkeme, işçi ve işverenin sunmuş olduğu delilleri ve kanunları göz önünde bulundurarak kararını verir. Eğer mahkeme işçi lehine karar verirse, işveren fazla mesai ücretini ödemekle yükümlüdür. Bu süreçte iş mahkemeleri, taraflar arasındaki anlaşmazlıkları çözmek ve adil bir sonuca ulaşmak için önemli bir rol oynar.
Manevi Tazminat Davası
Manevi tazminat davası, bir kişinin duygusal zarara veya acıya neden olan bir olay sonucunda, bu zararın tazmini için açılan hukuki bir süreçtir. Bu davada, maddi zararlar (örneğin, tıbbi masraflar, gelir kaybı vb.) değil, duygusal veya ruhsal zararlar tazmin edilmeye çalışılır.

Manevi tazminat davası genellikle kişilik haklarına saldırı, itibar kaybı, aşağılama, taciz, haksız işten çıkarma gibi durumlar sonucunda açılır. Örneğin, bir kişiye iftira atılması, sözlü veya fiziksel tacize uğraması, iş yerinde mobbinge maruz kalması gibi durumlar manevi tazminat davası açılmasını gerektirebilir.

Bu tür davaların amacı, mağdur olan kişinin duygusal acısını hafifletmek ve kaybettiği itibarını, yaşadığı sıkıntıları telafi etmektir. Bu nedenle, mahkemeler manevi tazminat davalarında maddi zararların ötesinde, mağdurun yaşadığı acı ve ıstırabı değerlendirir ve hakkaniyete uygun bir tazminat miktarı belirler.

Manevi tazminat davaları, hukuk sistemlerinin adalet duygusunu tatmin etmek ve toplumda hukuka güveni sağlamak için önemlidir. Bu tür davalar, kişilerin haklarını korumak ve haksızlığa uğramaları durumunda yasal koruma sağlamak amacıyla kullanılır.
Sendikal Tazminat Davası
Sendikal tazminat davası, bir işçinin işveren tarafından sendikal faaliyetlerinden dolayı haksız bir şekilde işten çıkarılması veya diğer olumsuz sonuçlarla karşılaşması durumunda, işverenden tazminat talep etmek için açılan hukuki bir süreçtir. Bu davada, işçinin sendikal haklarının ihlali veya işverenin sendikal faaliyetlere karşı haksız bir tutum sergilemesi iddia edilir.

Sendikal tazminat davası, işçilerin sendikal haklarını korumak ve işverenlerin sendikal faaliyetlere karşı yasal düzenlemelere uygun davranmalarını sağlamak amacıyla açılır. İşçilerin sendikal haklarının korunması, çalışma ortamlarında adil ve dengeli bir ilişki kurulmasını sağlar ve işçilerin haklarını savunmalarını kolaylaştırır.

Bu tür davalar genellikle iş kanunlarında ve sendika düzenlemelerinde belirtilen kurallara ve prosedürlere uygun olarak yapılır. İşçi, işverenin sendikal faaliyetlere karşı haksız bir şekilde davrandığını iddia ederek mahkemeye başvurur. İşçi, sendikal tazminatın işverenin eylemlerinden kaynaklanan zararları tazmin etmek için gerektiğini kanıtlamaya çalışır.

Mahkeme, tarafların sunmuş olduğu delilleri ve kanunları göz önünde bulundurarak kararını verir. Eğer mahkeme işçi lehine karar verirse, işveren sendikal faaliyetlerden kaynaklanan zararları tazmin etmekle yükümlü olabilir veya işçiyi işe geri almak zorunda kalabilir.

Sendikal tazminat davası, işçilerin sendikal haklarını korumak ve işverenlerin sendikal faaliyetlere karşı yasal düzenlemelere uygun davranmalarını sağlamak amacıyla önemlidir. Bu süreçte iş mahkemeleri, taraflar arasındaki anlaşmazlıkları çözmek ve adil bir sonuca ulaşmak için önemli bir rol oynar.
Diğer
- Sigortasız çalışma durumunda çalışma kuruma bildirilmemiş veya kurumca saptanmamış ise beş yıl içerisinde açılabilen hizmet tespiti davası,
- Geçerli bir neden bulunmadan ya da gösterilmeden fesih halinde işe iade davası,
- Ücret, senelik izin, hafta tatili, bayram tatili ve fazla mesai gibi işçilik alacaklarına ilişkin davalar,
- İş güvencesinin uygulama dışı kalması halinde iyi niyetli olmama üzerine manevi tazminat davası,
- İşçinin her türlü işten ayrılmasının ardından çalışma belgesinin zamanında verilmemesinden ya da belgenin içerisinde eksik evrakların olmasından doğacak zararların karşılanması için çalışma belgesi tazminatı davası,
- İş kazası sonrasında işçinin veya yakınlarının açabileceği maddi veya manevi tazminat davaları,
- Ölen işçinin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı davası.
- Çok sayıda işçinin bulunduğu işletmelerde ise toplu iş hukuku söz konusu uygulanacaktır. Bu işletmelerde meydana gelen sözleşme ihlalleri, grev, lokavt, arabuluculuk gibi süreçler meydana gelebilmektedir. Anlaşılacağı üzere toplu iş hukuku nispeten daha geniş bir alandır.
İş Mahkemesi Davaları Ne Kadar Sürer?

İş Mahkemesi davalarının süresi, genellikle işçi ve işveren arasındaki anlaşmazlığın karmaşıklığına ve davaya konu olan unsurlara bağlı olarak değişir. Ancak, genel olarak iş mahkemesi davalarında hedeflenen süre 540 gündür. Bu süre, istinaf ve yargıtay aşamalarını içermez ve sadece ilk derece mahkeme sürecini kapsar.

Ancak, davanın süresini etkileyen çeşitli faktörler bulunmaktadır. Örneğin, tebligat süreleri, keşifler, tanıkların dinlenmesi ve bilirkişi raporu gibi süreçler davayı uzatabilir. Bu nedenle, iş mahkemesi davalarının sonuçlanma süresi davanın karmaşıklığına ve belirtilen faktörlere bağlı olarak değişebilir.

Ortalama olarak, iş mahkemesi davalarının 4 ile 20 ay arasında sonuçlanması beklenir. Ancak, istinaf ve yargıtay süreciyle birlikte iş mahkemeleri davalarının kesinleşme süresinin 3 ila 4 yıl arasında olabileceği tahmin edilmektedir.

İş mahkemesi davalarının sonuçlanma süresi birçok değişkene bağlıdır ve net bir tahmin vermek zordur. Ancak, genel olarak bu tür davalarda beklenen süreçlerin belirli bir çerçevede gerçekleştiği söylenebilir.

Gedikoğlu Hukuk, müvekkillerin iş hukuku kapsamındaki ihtiyaçlarına çözümler sunar. İşveren müvekkiller için sözleşmelerin hazırlanması, mevzuat kapsamındaki uyum süreçlerinin tamamlanması ve uyuşmazlık çözümleri gibi konularda hukuki temsil ve danışmanlık hizmeti verir. Çalışan müvekkiller için kıdem ve ihbar tazminatı gibi işçilik alacakları, hizmet tespiti, işe iade ve diğer davaları yürüterek müvekkillerinin çıkarlarını korur.

Alanında Uzman Kadromuzla Tanışmak ve
İhtiyaçlarınızı Birlikte Belirlemek için
Bizimle Hemen İletişime Geçin!

 
 
randevu_mavi
iletisim_mavi
 

İletişime Geçmek İçin Listemize Katılın

Aydınlatma Metnini okudum, e-posta adresimin bülten üyeliği kapsamında 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlenmesini ve e-posta almayı kabul ediyorum.