Her yıl Mayıs ayının ilk haftası, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesine yönelik farkındalık oluşturmak amacıyla İş Güvenliği Haftası olarak kutlanmakta. Bu yıl da 4-10 Mayıs tarihleri arasında kutlayacağımız bu hafta, tüm çalışanların ve işverenlerin iş güvenliği bilincini artırmak için önemli bir fırsat.
İş Güvenliği Hukuku Nedir?
İş Güvenliği Hukuku, çalışanların işyerinde maruz kalabilecekleri risklerden korunmasını ve sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamında faaliyet göstermelerini sağlayan yasal düzenlemeleri kapsar. Bu alandaki yasal düzenlemeler, işverenlerin ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili sorumluluklarını, işyerlerinde alınması gereken önlemleri ve bu konudaki denetim ve yaptırımları belirler.
Neden Önemlidir?
İş Güvenliği Hukuku’nun önemi, her şeyden önce insan hayatının ve sağlığının korunmasıdır. İş kazaları ve meslek hastalıkları, çalışanların yaşamlarını tehlikeye atabilir, kalıcı sakatlıklara neden olabilir ve maddi kayıplara yol açabilir. Bu nedenle, işyerlerinde güvenli çalışma ortamlarının sağlanması, sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda etik bir sorumluluktur.
İş Güvenliği Hukuku’nun önemi şu şekilde sıralanabilir:
Hepimiz Birlikte Daha Güvenli Çalışma Ortamları Oluşturabiliriz!
İşverenler, işyerlerinde güvenli çalışma ortamları oluşturmak için gerekli yatırımları yapmak ve çalışanlarını bu konuda bilinçlendirmek zorundadır. Çalışanlar da iş güvenliği kurallarına uymak ve işyerinde karşılaştıkları riskleri yetkililere bildirmek konusunda sorumludur. Devlet de iş güvenliği ile ilgili mevzuatı geliştirmek, denetimleri yapmak ve çalışanların haklarını korumak için gerekli adımları atmalıdır.
Hep birlikte çalışarak, daha güvenli ve sağlıklı çalışma ortamları yaratarak iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önleyebiliriz.
Son yıllarda, hem varlık sahiplerinin hem de yöneticilerin UNPRI ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri gibi küresel girişimleri giderek daha fazla benimsemesiyle, yatırımcıların ilgisinde ESG uyumlu yatırımlara doğru gözle görülür bir değişim yaşandı. Bu eğilime, sürdürülebilir yatırım seçeneklerine yönelik perakende talebinde gözle görülür bir artış eşlik ediyor. Bu değişimler, varlık sahiplerinin ve yöneticilerinin ESG hakkındaki duruşlarını ve yatırım karar alma süreçlerindeki rolünü net bir şekilde tanımlamaları için bir fırsat yaratıyor.
ESG faktörleri ile yatırım kararı alma arasındaki gelişen bağlantı, fonları ve varlık yönetimi sektörünü önemli ölçüde etkiliyor. Varlık sahipleri ve yöneticileri, önerilen herhangi bir işlemde veya yatırım kararında ESG hususlarını hesaba katmak konusunda kendilerini giderek daha fazla yükümlü buluyorlar. Bu, sürdürülebilirlik risklerinin uygun şekilde değerlendirilmesini ve yatırımların müvekkillerinin veya yararlanıcılarının ESG tercihleriyle uyumlu olmasını sağlar. Sonuç olarak, ESG konularının entegrasyonu yalnızca bir uyum çalışması olmaktan çıkıp varlık sahipleri ve yöneticileri için temel bir iş hususu haline geldi.
Bu gelişmeleri yakından takip ederek, işletmelerin ESG süreçlerinde ihtiyaçları olan entegrasyonu sağlama konusunda geniş deneyime sahibiz. Hizmetlerimiz, organizasyon düzeyinde stratejik ve operasyonel tavsiyeler sunmaktan, ESG ile ilgili stratejilerin başlatılmasına veya yatırım yapılmasına yardımcı olmaya kadar uzanır.
Kurumsal amaç, hesap verebilirlik ve operasyonel dayanıklılığa artan vurgu, kurumsal stratejiler kapsamında çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) hususlarının önemini artırmaya devam ediyor.
Geçmişte bu tür konular genellikle finansal değeri azaltıcı olarak görülebilirken, artık sürdürülebilir iş uygulamalarının yalnızca riskleri azaltmakla kalmayıp aynı zamanda şirketlerin değerini de artırdığına dair giderek artan bir farkındalık var. Her işletmenin farklı riskleri olsa da, iklim değişikliği etkisi, yolsuzluk gibi etik ihlaller, işçi hakları ihlalleri, modern kölelik ve insan hakları ihlalleri, cinsel taciz iddiaları, iş yeri kültürü ve vergi kaçakçılığı gibi konular yaygın riskler arasında yer alıyor.
İşletmelere, fırsatları yakalarken ESG risklerini etkili bir şekilde yönetmeye yönelik stratejileri anlamalarına ve uygulama süreçlerinde yol arkadaşı oluyoruz. Yönetişim, insan hakları, iklimle ilgili kaygılar ve topluluk katılımını kapsayan derin uzmanlığımızdan ve kapsamlı pazar bilgimizden yararlanarak, işletmelerin uzun vadeli dayanıklı temellerde, başarı bir ESG ortamını en sağlıklı yöntemlerle yönetecek stratejileri geliştiriyoruz.