

Birleşik Krallık hükümeti, stratejik öneme sahip sektörlere doğrudan yabancı yatırımı çekmek amacıyla yeni bir yatırımcı vizesi üzerinde çalışıyor. Bu plan, özellikle yapay zeka, temiz enerji ve yaşam bilimleri gibi alanlarda faaliyet gösterecek yatırımcıları hedefliyor.
Geçmişten Bugüne Yatırımcı Vizeleri
Birleşik Krallık, 1994 yılından itibaren yatırımcı vizeleri aracılığıyla yabancı yatırımcıları ülkeye çekmeye başladı. Ancak 2022 yılında Tier 1 (Investor) vizesi kapatıldı. Bu kararın arkasında, vize yoluyla gelen yatırımların ülke ekonomisine beklenen katkıyı sağlamaması, şeffaflık sorunları ve fon kaynaklarının sorgulanması gibi gerekçeler yer aldı.
Şimdi ise hükümet, daha odaklı bir yatırımcı vizesi modeli üzerinde duruyor. Bu yeni vize türünün yalnızca belirli sektörlerde yatırım yapılması koşuluna bağlı olması öngörülüyor. Öncelikli alanlar şunlar:
● Yapay Zeka: Dijitalleşme ve teknoloji odaklı büyümenin temel taşlarından biri.
● Temiz Enerji: Karbonsuzlaşma hedefleri kapsamında yenilenebilir enerji yatırımları.
● Yaşam Bilimleri: İlaç, biyoteknoloji ve sağlık teknolojileri gibi yüksek katma değerli alanlar.
Amaç, yalnızca finansal sermayeyi ülkeye çekmek değil, aynı zamanda Birleşik Krallık’ın küresel ölçekte rekabet gücünü artıracak stratejik sektörlerde sürdürülebilir büyümeye katkı sağlamak.
Şu aşamada, yeni yatırımcı vizesine ilişkin rakamlar ve detaylar kesinleşmiş değil. Basında yer alan “3 milyon sterlin” gibi ifadeler henüz resmi olarak doğrulanmış değil. Hükümetin gündeminde “önemli miktarda yatırım” yapılması gerektiği vurgulanıyor, ancak net tutarların ve kriterlerin ilerleyen dönemde açıklanması bekleniyor.
Yeni yatırımcı vizesi halen danışma aşamasında. 2025’in son çeyreğinde resmi kuralların yayınlanması, 2026 başında ise başvuruların başlaması bekleniyor.
Öne Çıkan Şartlar (Taslak Özeti)
Minimum yatırım tutarı: Yaklaşık 3 milyon sterlin (resmî rakamlar henüz kesinleşmedi).
Yatırımın kaynağı: Paranın yasal yollarla temin edildiğinin belgelenmesi gerekiyor.
İkamet koşulu: Yılda en az 6 ay İngiltere’de ikamet etme zorunluluğu getirilebilir.
Ekonomiye katkı: Yatırımın istihdam yaratma veya teknoloji transferi gibi ölçülebilir etkilerinin kanıtlanması bekleniyor.
Güvenlik ve mali inceleme: Yatırımcıların geçmişi ve finansal durumu detaylı şekilde değerlendirilebilir.
Süresiz oturum (ILR) hakkı: Yatırım miktarı ve sağlanan katkıya bağlı olarak 3–5 yıl içinde kalıcı oturum hakkı elde edilebilir.
Yeni yatırımcı vizesi uygulamaya konulursa, hem yabancı yatırımcıların ilgisini çekmesi hem de ülke içindeki kritik sektörlerde sermaye akışını hızlandırması bekleniyor. Bununla birlikte, geçmişte yaşanan sorunların tekrar edilmemesi için daha sıkı denetim ve net kriterlerin gündeme geleceği tahmin ediliyor.
Henüz taslak aşamasında olsa da Birleşik Krallık’ın bu adımı, yatırımcılar için yakından takip edilmesi gereken bir gelişme. Özellikle teknoloji, enerji ve sağlık alanında uluslararası yatırımla ilgilenenler için ilerleyen aylarda açıklanacak resmi duyurular büyük önem taşıyacak.
Bu süreçte güncel ve doğru bilgi almak isteyenler için takip edilebilecek resmi kanallar şunlardır:
● Birleşik Krallık İçişleri Bakanlığı (Home Office): Göçmenlik ve vize politikalarıyla ilgili resmi duyurular burada yayımlanır.
● Birleşik Krallık Hükûmeti Resmi Web Sitesi (gov.uk): Yeni vize türleri, başvuru koşulları ve yasal düzenlemelerle ilgili en güncel bilgilere buradan ulaşılabilir.
● UK Visas and Immigration (UKVI): Başvuru süreçleri ve resmi prosedürler hakkında ayrıntılı bilgiler için temel kaynaktır.
Resmî açıklamalar yapılana kadar, basında yer alan rakamların ve koşulların yalnızca taslak ve tartışma düzeyinde olduğunu akılda tutmakta fayda var.
Not: Bu makale, hukuki konulara ilgi duyan kişilerin genel bilgilendirilmesi amacıyla hazırlanmıştır; ve hukuki danışmanlık yerine geçmez. Kapsamlı bir kaynak olma iddiası taşımaz ve yasal tavsiye olarak değerlendirilmemelidir.
Son yıllarda, hem varlık sahiplerinin hem de yöneticilerin UNPRI ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri gibi küresel girişimleri giderek daha fazla benimsemesiyle, yatırımcıların ilgisinde ESG uyumlu yatırımlara doğru gözle görülür bir değişim yaşandı. Bu eğilime, sürdürülebilir yatırım seçeneklerine yönelik perakende talebinde gözle görülür bir artış eşlik ediyor. Bu değişimler, varlık sahiplerinin ve yöneticilerinin ESG hakkındaki duruşlarını ve yatırım karar alma süreçlerindeki rolünü net bir şekilde tanımlamaları için bir fırsat yaratıyor.
ESG faktörleri ile yatırım kararı alma arasındaki gelişen bağlantı, fonları ve varlık yönetimi sektörünü önemli ölçüde etkiliyor. Varlık sahipleri ve yöneticileri, önerilen herhangi bir işlemde veya yatırım kararında ESG hususlarını hesaba katmak konusunda kendilerini giderek daha fazla yükümlü buluyorlar. Bu, sürdürülebilirlik risklerinin uygun şekilde değerlendirilmesini ve yatırımların müvekkillerinin veya yararlanıcılarının ESG tercihleriyle uyumlu olmasını sağlar. Sonuç olarak, ESG konularının entegrasyonu yalnızca bir uyum çalışması olmaktan çıkıp varlık sahipleri ve yöneticileri için temel bir iş hususu haline geldi.
Bu gelişmeleri yakından takip ederek, işletmelerin ESG süreçlerinde ihtiyaçları olan entegrasyonu sağlama konusunda geniş deneyime sahibiz. Hizmetlerimiz, organizasyon düzeyinde stratejik ve operasyonel tavsiyeler sunmaktan, ESG ile ilgili stratejilerin başlatılmasına veya yatırım yapılmasına yardımcı olmaya kadar uzanır.
Kurumsal amaç, hesap verebilirlik ve operasyonel dayanıklılığa artan vurgu, kurumsal stratejiler kapsamında çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) hususlarının önemini artırmaya devam ediyor.
Geçmişte bu tür konular genellikle finansal değeri azaltıcı olarak görülebilirken, artık sürdürülebilir iş uygulamalarının yalnızca riskleri azaltmakla kalmayıp aynı zamanda şirketlerin değerini de artırdığına dair giderek artan bir farkındalık var. Her işletmenin farklı riskleri olsa da, iklim değişikliği etkisi, yolsuzluk gibi etik ihlaller, işçi hakları ihlalleri, modern kölelik ve insan hakları ihlalleri, cinsel taciz iddiaları, iş yeri kültürü ve vergi kaçakçılığı gibi konular yaygın riskler arasında yer alıyor.
İşletmelere, fırsatları yakalarken ESG risklerini etkili bir şekilde yönetmeye yönelik stratejileri anlamalarına ve uygulama süreçlerinde yol arkadaşı oluyoruz. Yönetişim, insan hakları, iklimle ilgili kaygılar ve topluluk katılımını kapsayan derin uzmanlığımızdan ve kapsamlı pazar bilgimizden yararlanarak, işletmelerin uzun vadeli dayanıklı temellerde, başarı bir ESG ortamını en sağlıklı yöntemlerle yönetecek stratejileri geliştiriyoruz.