

İngiltere’de iş yapmak isteyen Türk firmaları yeni bir şirket kurmak veya mevcut şirketin şubesini açmayı planlıyor olabilir. Her iki yapı, tüzel kişilik, sorumluluk, vergi yükümlülükleri ve idari süreçler açısından farklılık gösterir. Bu yazıda, her iki seçeneğin temel farklarını ve dikkat edilmesi gereken noktaları ele alıyoruz.
1. İngiltere’de Yeni Bir Şirket Kurmak
İngiltere’de yabancı uyruklu bireylerin şirket kurması mümkündür. En yaygın şirket türleri şunlardır:
● Private Limited Company (Ltd): En popüler yapıdır; hissedarların sorumluluğu sınırlıdır.
● Limited Liability Partnership (LLP): Ortakların sınırlı sorumluluğa sahip olduğu bir ortaklık türüdür.
● Public Limited Company (PLC): Borsada işlem görebilmek için gereklidir; daha karmaşık yapıya sahiptir.
Yeni bir şirket kurarken aşağıdaki adımlar izlenir:
1. Şirket Adı Seçimi: Seçilen isim, Companies House tarafından onaylanmalıdır.
2. Şirket Adresi: İngiltere’de geçerli bir adres gereklidir.
3. Yönetim Kurulu ve Hissedarlar: En az bir yönetici ve bir hissedar atanmalıdır.
4. Ana Sözleşme ve İç Tüzük: Şirketin faaliyetlerini belirleyen belgeler hazırlanmalıdır.
5. Şirket Kaydı: Companies House’a başvuru yapılır.
6. Vergi Kaydı: HM Revenue & Customs (HMRC) nezdinde vergi kaydı yapılır.
Şirket kurulduktan sonra aşağıdaki vergisel yükümlülükler doğar:
● Corporation Tax: Şirketin elde ettiği kâr üzerinden alınır.
● Value Added Tax (VAT): Yıllık cirosu belirli bir eşiği aşan şirketler için gereklidir.
● Pay As You Earn (PAYE): Çalışanlar için gelir vergisi ve sosyal güvenlik primlerinin kesilmesi ve ödenmesi.
2. İngiltere’de Türkiye Şirketinin Şubesini Açmak
Şube, ana şirketin tüzel kişiliğini koruyarak, İngiltere’de faaliyet gösteren bir uzantısıdır. Ayrı bir tüzel kişilik oluşturmaz.
Şube açarken aşağıdaki adımlar izlenir:
1. Şube Adı Seçimi: Şube, ana şirketin adıyla veya farklı bir adla faaliyet gösterebilir.
2. Belgelerin Hazırlanması: Ana şirketin tescil belgeleri, ana sözleşme ve finansal raporlar gereklidir.
3. Companies House Kaydı: Form OS IN01 ile başvuru yapılır.
4. Vergi Kaydı: HMRC nezdinde vergi kaydı yapılır.
Şube, İngiltere’de elde ettiği gelir üzerinden vergiye tabidir. Ancak, ana şirketin genel vergi yükümlülükleri devam eder.
Şirket Kurma ve Şube Açma Arasındaki Temel Farklar
| Özellik | Yeni Şirket | Şube |
| Tüzel Kişilik | Bağımsız | Ana şirkete bağlı |
| Sorumluluk | Sınırlı | Ana şirketin sorumluluğu devam eder |
| Vergi Yükümlülükleri | Ayrı | Ana şirketle birlikte |
| Kuruluş Maliyeti | Göreceli olarak yüksek | Daha düşük |
| Yönetim Kontrolü | Bağımsız | Ana şirket tarafından yönetilir |
| Yıllık Raporlama | Gereklidir | Gereklidir |
| Denetim Yükümlülükleri | Vardır | Vardır |
İngiltere’de faaliyet göstermek isteyen bir Türk firması için en uygun seçenek, firmanın hedeflerine, mevcut kaynaklarına ve risk toleransına bağlıdır. Yeni bir şirket kurmak, bağımsızlık ve sınırlı sorumluluk sağlarken, şube açmak daha düşük maliyetli ve hızlı bir giriş imkânı sunar. Her iki seçenek de belirli vergi ve yasal yükümlülükler getirir; bu nedenle, karar vermeden önce bir hukuk ve vergi danışmanıyla görüşülmesi önerilir.
Bu yazı, genel bilgilendirme amaçlıdır ve hukuki tavsiye niteliği taşımaz. İngiltere’de şirket kurma veya şube açma süreciyle ilgili detaylı bilgi ve profesyonel destek için bir hukuk danışmanıyla görüşmeniz önerilir.
Son yıllarda, hem varlık sahiplerinin hem de yöneticilerin UNPRI ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri gibi küresel girişimleri giderek daha fazla benimsemesiyle, yatırımcıların ilgisinde ESG uyumlu yatırımlara doğru gözle görülür bir değişim yaşandı. Bu eğilime, sürdürülebilir yatırım seçeneklerine yönelik perakende talebinde gözle görülür bir artış eşlik ediyor. Bu değişimler, varlık sahiplerinin ve yöneticilerinin ESG hakkındaki duruşlarını ve yatırım karar alma süreçlerindeki rolünü net bir şekilde tanımlamaları için bir fırsat yaratıyor.
ESG faktörleri ile yatırım kararı alma arasındaki gelişen bağlantı, fonları ve varlık yönetimi sektörünü önemli ölçüde etkiliyor. Varlık sahipleri ve yöneticileri, önerilen herhangi bir işlemde veya yatırım kararında ESG hususlarını hesaba katmak konusunda kendilerini giderek daha fazla yükümlü buluyorlar. Bu, sürdürülebilirlik risklerinin uygun şekilde değerlendirilmesini ve yatırımların müvekkillerinin veya yararlanıcılarının ESG tercihleriyle uyumlu olmasını sağlar. Sonuç olarak, ESG konularının entegrasyonu yalnızca bir uyum çalışması olmaktan çıkıp varlık sahipleri ve yöneticileri için temel bir iş hususu haline geldi.
Bu gelişmeleri yakından takip ederek, işletmelerin ESG süreçlerinde ihtiyaçları olan entegrasyonu sağlama konusunda geniş deneyime sahibiz. Hizmetlerimiz, organizasyon düzeyinde stratejik ve operasyonel tavsiyeler sunmaktan, ESG ile ilgili stratejilerin başlatılmasına veya yatırım yapılmasına yardımcı olmaya kadar uzanır.
Kurumsal amaç, hesap verebilirlik ve operasyonel dayanıklılığa artan vurgu, kurumsal stratejiler kapsamında çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) hususlarının önemini artırmaya devam ediyor.
Geçmişte bu tür konular genellikle finansal değeri azaltıcı olarak görülebilirken, artık sürdürülebilir iş uygulamalarının yalnızca riskleri azaltmakla kalmayıp aynı zamanda şirketlerin değerini de artırdığına dair giderek artan bir farkındalık var. Her işletmenin farklı riskleri olsa da, iklim değişikliği etkisi, yolsuzluk gibi etik ihlaller, işçi hakları ihlalleri, modern kölelik ve insan hakları ihlalleri, cinsel taciz iddiaları, iş yeri kültürü ve vergi kaçakçılığı gibi konular yaygın riskler arasında yer alıyor.
İşletmelere, fırsatları yakalarken ESG risklerini etkili bir şekilde yönetmeye yönelik stratejileri anlamalarına ve uygulama süreçlerinde yol arkadaşı oluyoruz. Yönetişim, insan hakları, iklimle ilgili kaygılar ve topluluk katılımını kapsayan derin uzmanlığımızdan ve kapsamlı pazar bilgimizden yararlanarak, işletmelerin uzun vadeli dayanıklı temellerde, başarı bir ESG ortamını en sağlıklı yöntemlerle yönetecek stratejileri geliştiriyoruz.