Oliver Wyman ve Dünya Ekonomik Forumu (WEF) iş birliğiyle hazırlanan CDP Corporate Health Check 2025 raporu, şirketlerin sürdürülebilir iş uygulamalarındaki ilerlemesini değerlendiriyor. Küresel piyasa değerinin %67’sini temsil eden 25.000 şirketin çevresel raporlamaları incelenerek, iklim ve doğa alanındaki gelişmeler raporlama, hedef belirleme, yönetişim, strateji ve ilerleme başlıkları altında analiz ediliyor.
● Çevresel entegrasyon eksikliği: Şirketlerin yalnızca %10’u çevre dostu kararları iş modellerine kapsamlı şekilde entegre etti.
● Şeffaflık ve emisyon azaltımı: CDP’ye raporlama yapan şirketler yıllık %2 oranında Kapsam 1 emisyonlarını azalttı. Ancak şirketlerin yalnızca üçte biri emisyon hedeflerine ulaşma yolunda ilerliyor.
● Yeşil yönetim: Stratejik yönetimi etkin kullanan şirketlerin %80’i, yönetici maaşlarını iklim hedeflerine bağlıyor.
● Sürdürülebilir sektörlerin piyasa başarısı: Ulaşım, giyim ve hizmet sektörlerindeki şirketler sürdürülebilir uygulamalarla piyasa değerlerini artırırken, yüksek emisyonlu sektörlerde dönüşüm yavaş ilerliyor.
Sürdürülebilirliği merkeze alan lider şirketler, bazı kritik adımları başarıyla uyguluyor:
● %64’ü 1,5°C’ye uyumlu geçiş planlarını benimsemiş durumda (diğer şirketlerde %36).
● %40’ı dahili karbon fiyatlandırması uyguluyor (diğer şirketlere göre 2 kat daha fazla).
● %80’i yönetici maaşlarını iklim hedeflerine bağlıyor.
● %87’si değer zincirinde emisyon azaltımı için tedarikçiler ve müşterilerle iş birliği yapıyor.
Sürdürülebilirlik odaklı şirketler, piyasa değerinde yıllık %10 artış ile hedeflere ulaşamayan şirketlerle benzer veya daha iyi bir performans sergiliyor.
● Su hedeflerinde ilerleme kaydeden şirketlerin oranı yalnızca %22, orman hedeflerinde ise %15.
● Küresel şirketlerin net sıfır hedeflerine ulaşmak için yıllık %7 oranında emisyon azaltması gerekiyor.
Politika ve Strateji Gerekliliği
Rapor, çevre dostu şirketleri desteklemek için daha güçlü politikaların ve teşviklerin gerekliliğini vurguluyor. CDP Corporate Health Check 2025, finansal başarı ile çevresel sorumluluğun dengelenebileceğini göstererek, daha fazla şirketi iklim liderlerinin izinden gitmeye çağırıyor.
CDP Corporate Health Check 2025 raporu’na ulaşmak için: https://assets.ctfassets.net/v7uy4j80khf8/281Eh1yV0Cj9JiXpPArVRF/99f8d92a5a0ee3aa670765623a33abf1/CDP_Corporate_Health_Check_2025.pdf
Son yıllarda, hem varlık sahiplerinin hem de yöneticilerin UNPRI ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri gibi küresel girişimleri giderek daha fazla benimsemesiyle, yatırımcıların ilgisinde ESG uyumlu yatırımlara doğru gözle görülür bir değişim yaşandı. Bu eğilime, sürdürülebilir yatırım seçeneklerine yönelik perakende talebinde gözle görülür bir artış eşlik ediyor. Bu değişimler, varlık sahiplerinin ve yöneticilerinin ESG hakkındaki duruşlarını ve yatırım karar alma süreçlerindeki rolünü net bir şekilde tanımlamaları için bir fırsat yaratıyor.
ESG faktörleri ile yatırım kararı alma arasındaki gelişen bağlantı, fonları ve varlık yönetimi sektörünü önemli ölçüde etkiliyor. Varlık sahipleri ve yöneticileri, önerilen herhangi bir işlemde veya yatırım kararında ESG hususlarını hesaba katmak konusunda kendilerini giderek daha fazla yükümlü buluyorlar. Bu, sürdürülebilirlik risklerinin uygun şekilde değerlendirilmesini ve yatırımların müvekkillerinin veya yararlanıcılarının ESG tercihleriyle uyumlu olmasını sağlar. Sonuç olarak, ESG konularının entegrasyonu yalnızca bir uyum çalışması olmaktan çıkıp varlık sahipleri ve yöneticileri için temel bir iş hususu haline geldi.
Bu gelişmeleri yakından takip ederek, işletmelerin ESG süreçlerinde ihtiyaçları olan entegrasyonu sağlama konusunda geniş deneyime sahibiz. Hizmetlerimiz, organizasyon düzeyinde stratejik ve operasyonel tavsiyeler sunmaktan, ESG ile ilgili stratejilerin başlatılmasına veya yatırım yapılmasına yardımcı olmaya kadar uzanır.
Kurumsal amaç, hesap verebilirlik ve operasyonel dayanıklılığa artan vurgu, kurumsal stratejiler kapsamında çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) hususlarının önemini artırmaya devam ediyor.
Geçmişte bu tür konular genellikle finansal değeri azaltıcı olarak görülebilirken, artık sürdürülebilir iş uygulamalarının yalnızca riskleri azaltmakla kalmayıp aynı zamanda şirketlerin değerini de artırdığına dair giderek artan bir farkındalık var. Her işletmenin farklı riskleri olsa da, iklim değişikliği etkisi, yolsuzluk gibi etik ihlaller, işçi hakları ihlalleri, modern kölelik ve insan hakları ihlalleri, cinsel taciz iddiaları, iş yeri kültürü ve vergi kaçakçılığı gibi konular yaygın riskler arasında yer alıyor.
İşletmelere, fırsatları yakalarken ESG risklerini etkili bir şekilde yönetmeye yönelik stratejileri anlamalarına ve uygulama süreçlerinde yol arkadaşı oluyoruz. Yönetişim, insan hakları, iklimle ilgili kaygılar ve topluluk katılımını kapsayan derin uzmanlığımızdan ve kapsamlı pazar bilgimizden yararlanarak, işletmelerin uzun vadeli dayanıklı temellerde, başarı bir ESG ortamını en sağlıklı yöntemlerle yönetecek stratejileri geliştiriyoruz.