2024 yılı, sürdürülebilirlik açısından her sektör için kritik adımların atıldığı, çevresel sorumlulukların ve sosyal bilincin daha da derinleştiği bir dönem oldu. Küresel ısınma, doğal kaynakların hızla tükenmesi ve karbon ayak izinin azaltılması gibi sorunlar, şirketleri sürdürülebilirlik yolunda daha cesur adımlar atmaya zorladı. Ancak sürdürülebilirlik artık sadece bir trend değil, iş dünyasında rekabet avantajı sağlayan stratejik bir zorunluluk haline geldi. Bu bağlamda firmalara sorulan “2024’te sürdürülebilirlik için ne yaptınız?” sorusu, sadece bir hesap verme mekanizması değil, aynı zamanda sektörel bazda yeni fırsatlar ve gelişim alanları yaratma potansiyeline de sahip.
Her sektörün sürdürülebilirlikteki rolü farklıdır ve şirketlerin bu konudaki başarısı, faaliyet gösterdikleri alanın dinamiklerine uygun olarak geliştirdikleri çözümlerle yakından ilişkilidir.
1. Enerji ve Yenilenebilir Enerji Sektörü
2024 yılında enerji sektörü, çevresel etkilerini minimize etmek amacıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişini hızlandırdı. Firmalar, akıllı şebeke teknolojileri ve enerji depolama çözümleri üzerinde yoğunlaştı. Ayrıca, yeşil hidrojen ve Power-to-X teknolojileri ile karbon nötr enerji üretiminde büyük adımlar atıldı.
Teknolojiye yapılan büyük yatırımların yanı sıra, enerji depolama kapasitesinin artırılması ve altyapı dönüşümleri sektörün en büyük zorlukları arasında yer aldı.
2. Otomotiv ve Elektrikli Araç (EV) Sektörü
Elektrifikasyon 2024’te otomotiv sektörünün en büyük dönüşüm unsurlarından biri oldu. Batarya geri dönüşüm projeleri ve ikinci yaşam batarya kullanımı ile hem çevresel hem de ekonomik faydalar elde edildi. Ayrıca, katı hal bataryası gibi yenilikçi çözümlerle daha uzun menzil ve daha kısa şarj süreleri sağlandı.
Batarya üretiminde kullanılan lityum ve diğer değerli metallerin sürdürülebilir bir şekilde tedarik edilmesi, otomotiv sektöründe karşılaşılan en büyük zorluklardan biri olarak öne çıkıyor.
3. İnşaat ve Gayrimenkul Sektörü
İnşaat sektörü, yeşil bina ve sıfır karbon projeleriyle çevresel etkilerini en aza indirme yolunda ilerledi. Düşük karbonlu inşaat malzemeleri ve akıllı bina teknolojileri, enerji tüketimini azaltarak çevreye duyarlı projeler geliştirilmesine olanak tanıdı.
Yüksek maliyetli yeşil sertifikasyonlar ve mevcut altyapıların dönüştürülmesi, sektörün sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasını zorlaştırıyor.
4. Üretim ve Endüstriyel Sektör
Endüstriyel üretim sektöründe, çevre dostu üretim ve atık yönetimi projeleri önemli adımlar attı. Firmalar, enerji verimliliğini artıran teknolojilere yatırım yaparak sürdürülebilir üretim modelleri geliştirdi. Döngüsel ekonomi yaklaşımı, kaynak tüketimini ve atık oluşumunu azaltmaya yönelik çözümler sundu.
Üretim süreçlerinde çevre dostu teknolojilerin entegrasyonu, yatırım maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle yavaş ilerledi.
5. Gıda ve Tarım Sektörü
Gıda ve tarım sektörü, topraksız tarım, dikey tarım ve sürdürülebilir ambalaj çözümleri gibi yenilikçi yöntemlerle çevresel etkilere karşı mücadele etti. Ayrıca, su verimliliği ve karbon ayak izi hesaplamaları ile gıda üretim süreçleri daha sürdürülebilir hale getirildi.
Küresel iklim değişikliği ve su kaynaklarının azalması, tarım sektöründe sürdürülebilirliği zorlaştıran faktörler arasında.
6. Moda ve Tekstil Sektörü
2024 yılında moda endüstrisi, sürdürülebilirlik yolculuğunda geri dönüştürülmüş malzemeler ve döngüsel moda çözümlerine yöneldi. Firmalar, su kullanımını azaltan ve kapalı döngü üretim sistemleri ile çevresel etkileri en aza indirmeye çalıştı.
Hızlı modanın (fast fashion) çevreye olan olumsuz etkileriyle mücadele etmek, sektörde sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada en büyük engellerden biri oldu.
Sürdürülebilirlik Performansınızı Sektörel Bazda Değerlendirin
Her sektörün sürdürülebilirlik yolculuğu, karşılaştığı zorluklar ve geliştirdiği çözümlerle birbirinden farklıdır. 2024 yılı, bu anlamda birçok sektörde köklü değişikliklerin ve yenilikçi yaklaşımların uygulandığı bir yıl oldu. Firmalar, çevreye duyarlı politikalar geliştirerek, iş süreçlerini yeniden tasarlayarak ve sürdürülebilir teknolojilere yatırım yaparak sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmaya çalıştılar. Ancak bu süreç, her firmanın iş modeline uygun farklı stratejiler geliştirmesini gerektiriyor.
2024 yılının sonuna gelirken, her firma için şu soru önem kazanıyor: Bu yıl sürdürülebilirlik adına ne yaptık?
Son yıllarda, hem varlık sahiplerinin hem de yöneticilerin UNPRI ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri gibi küresel girişimleri giderek daha fazla benimsemesiyle, yatırımcıların ilgisinde ESG uyumlu yatırımlara doğru gözle görülür bir değişim yaşandı. Bu eğilime, sürdürülebilir yatırım seçeneklerine yönelik perakende talebinde gözle görülür bir artış eşlik ediyor. Bu değişimler, varlık sahiplerinin ve yöneticilerinin ESG hakkındaki duruşlarını ve yatırım karar alma süreçlerindeki rolünü net bir şekilde tanımlamaları için bir fırsat yaratıyor.
ESG faktörleri ile yatırım kararı alma arasındaki gelişen bağlantı, fonları ve varlık yönetimi sektörünü önemli ölçüde etkiliyor. Varlık sahipleri ve yöneticileri, önerilen herhangi bir işlemde veya yatırım kararında ESG hususlarını hesaba katmak konusunda kendilerini giderek daha fazla yükümlü buluyorlar. Bu, sürdürülebilirlik risklerinin uygun şekilde değerlendirilmesini ve yatırımların müvekkillerinin veya yararlanıcılarının ESG tercihleriyle uyumlu olmasını sağlar. Sonuç olarak, ESG konularının entegrasyonu yalnızca bir uyum çalışması olmaktan çıkıp varlık sahipleri ve yöneticileri için temel bir iş hususu haline geldi.
Bu gelişmeleri yakından takip ederek, işletmelerin ESG süreçlerinde ihtiyaçları olan entegrasyonu sağlama konusunda geniş deneyime sahibiz. Hizmetlerimiz, organizasyon düzeyinde stratejik ve operasyonel tavsiyeler sunmaktan, ESG ile ilgili stratejilerin başlatılmasına veya yatırım yapılmasına yardımcı olmaya kadar uzanır.
Kurumsal amaç, hesap verebilirlik ve operasyonel dayanıklılığa artan vurgu, kurumsal stratejiler kapsamında çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) hususlarının önemini artırmaya devam ediyor.
Geçmişte bu tür konular genellikle finansal değeri azaltıcı olarak görülebilirken, artık sürdürülebilir iş uygulamalarının yalnızca riskleri azaltmakla kalmayıp aynı zamanda şirketlerin değerini de artırdığına dair giderek artan bir farkındalık var. Her işletmenin farklı riskleri olsa da, iklim değişikliği etkisi, yolsuzluk gibi etik ihlaller, işçi hakları ihlalleri, modern kölelik ve insan hakları ihlalleri, cinsel taciz iddiaları, iş yeri kültürü ve vergi kaçakçılığı gibi konular yaygın riskler arasında yer alıyor.
İşletmelere, fırsatları yakalarken ESG risklerini etkili bir şekilde yönetmeye yönelik stratejileri anlamalarına ve uygulama süreçlerinde yol arkadaşı oluyoruz. Yönetişim, insan hakları, iklimle ilgili kaygılar ve topluluk katılımını kapsayan derin uzmanlığımızdan ve kapsamlı pazar bilgimizden yararlanarak, işletmelerin uzun vadeli dayanıklı temellerde, başarı bir ESG ortamını en sağlıklı yöntemlerle yönetecek stratejileri geliştiriyoruz.