İklim Krizine Karşı Akıllı Şehirler Kurmak Neden Önemli?
Dünya nüfusunun %55’i kentlerde yaşıyor; kentler küresel enerjinin %75’ini tüketiyor ve sera gazı emisyonlarının yaklaşık %70’ini üretiyor. Bu tablo iklim politikasının odak noktasını kaçınılmaz biçimde şehirlere çeviriyor. Akıllı şehir kavramı—sensörler, büyük veri analitiği ve otomasyonla desteklenen yüksek verimli kentsel sistemler—tam da bu nedenle “iklim kalkanı” metaforuna dönüşüyor.
Türkiye’de Stratejik ve Yasal Çerçeve
İklim krizinin asıl cephesi hâline gelen bu yoğun kentsel ekosistemde, “akıllı şehir” yaklaşımı Türkiye’de somut bir iklim savunma hattına dönüşmeye başladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Aralık 2023’te yayınladığı ve bu yıl resmen yürürlüğe giren 2024-2030 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ile “ileri toplum-ileri teknoloji-sürdürülebilir ve dirençli dünya” vizyonu doğrultusunda 81 ilin kendi yol haritalarını hazırlaması zorunlu kılındı.
Başlık | Son Durum / Etki | Kaynak |
2024-2030 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi & Eylem Planı | 81 il için yerel yol haritası zorunluluğu; veri altyapısı ve rehberlik mekanizması | |
İklim Kanunu (TBMM Çevre Komisyonu, 2024/12) | 2053 Net Sıfır hedefini “anayasa hükmü” düzeyine taşıyor; binalar ve altyapı için emisyon sınırları getiriyor (2025’te yürürlüğe girmesi bekleniyor) | (isoyesilblog.com) |
Binalarda Enerji Performansı (BEP-TR) Tebliği Değişikliği, 25 Nisan 2025 | Enerji kimlik belgesinde A sınıfı zorunluluğu, rüzgâr/güneş entegrasyonu ve dijital başvuru | |
Yenilenebilir Enerji Payı Artışı | Yeni binalarda min. %10 yenilenebilir enerji kullanımı (1 Ocak 2025 itibarıyla) | |
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği (Mart 2025 revizyonu) | “Yaşam Döngüsü Karbon Hesabı” ve BIM / CBS entegrasyonu yapı ruhsat aşamasına eklendi |
Stratejinin hukuki sütunları 2025 başından bu yana yoğun biçimde güncelleniyor. Şubat 2025’te TBMM Çevre Komisyonu’ndan geçen İklim Kanunu teklifi, Türkiye’nin 2053 “net sıfır” taahhüdünü yasaya bağlıyor ve şehirlerdeki emisyon azaltımını birincil amaç olarak tanımlıyor. Aynı doğrultuda 25 Nisan 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan değişiklik tebliği, yeni ve yenilenmiş tüm binalarda enerji kimliğinde A sınıfını kademeli olarak zorunlu hâle getirdi; güneş ve rüzgâr sistemlerinin tasarıma entegrasyonu artık başvuru koşulu. Mart 2025’te revize edilen Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği ise yaşam döngüsü karbon hesaplamasını, yağmur-gri su depolamasını ve elektrikli araç altyapısını ruhsat dosyasının vazgeçilmez parçaları arasına ekledi.
Akıllı şehir mevzuatı sadece kâğıt üzerinde kalmadı. Dokuz aydır yürürlükte olan Akıllı Şehir Olgunluk Değerlendirme Modeli ile her ilin veri yönetimi, enerji, ulaşım, atık ve afet dayanıklılığı performansı puanlanıyor; yıllık Akıllı Şehir Endeksi raporu belediyelerin yatırım önceliklerini belirliyor. Değerlendirme sonuçları bir yandan da iyi örnekleri ödüllendiriyor: Kayseri Büyükşehir Belediyesi bu yıl 134 projeyle “başarılı örnek” listesine girerek bakanlıktan takdir aldı; enerji başlığında öne çıkan GES portföyü ve kent mobil uygulaması, şehrin karbon ayak izini düşürme hedefinin lokomotifi olarak gösterildi.
Akıllı Şehir Teknolojilerinin İklim Eylemine Katkısı
Sahada öne çıkan teknolojiler, klasik kamu hizmetlerini iklim odaklı bir dijital örgüye dönüştürüyor. İstanbul’da gerçek zamanlı sinyalizasyonla yönetilen kavşaklar, yakıt tüketimini ve egzoz emisyonlarını kayda değer oranda geriletirken; güneş enerjili otobüs durakları ve hızla büyüyen şarj istasyonu ağı, ulaşım kaynaklı karbonu frenleyen yeni omurgayı oluşturuyor. Belediyelerin akıllı su sayaçlarıyla kaçağı anlık izlemesi, özellikle kurak İç Anadolu kentlerindeki su stresini hafifletiyor. Ülke genelinde pilot olarak kullanılan sensörlü çöp konteynerleri ise rota optimizasyonu sayesinde yakıt tüketimini düşürürken depolama sahalarına giden atık miktarını da azaltıyor.
Alan | Temel Çözüm | Somut Etki & Türkiye Örneği |
Akıllı Enerji | Akıllı şebekeler, mikro-şebeke ve dağıtık PV | Küresel ölçekte 2029’a kadar 290 milyar $ tasarruf potansiyeli. Türkiye’de Kayseri GES portföyü akıllı SCADA’yla 20 MW’lık kentsel PV kapasitesini şebekeye entegre etti. (analizgazetesi.com.tr). |
Akıllı Ulaşım | Dinamik trafik yönetimi, e-şarj ağları, paylaşımlı mobilite | İstanbul IMM Akıllı Trafik Sistemi ampul başına CO₂’yi %18 azalttı (2024 içi verisi). Ulusal Strateji 2030’da 347 bin şarj noktası hedefliyor . |
Su Yönetimi | IoT tabanlı kaçak & basınç sensörleri; yağmur suyu hasadı | Konya Akıllı Saha Sensörleri 2024’te hat su kaybını %9’dan %5’e çekti. |
Atık | Doluluk algılayan konteyner, rota optimizasyonu | Sivas pilotunda çöp toplama km si %23 kısaldı (akillisehirler.gov.tr). |
Binalar | NSEB/Net-Sıfır; gerçeğe yakın dijital ikiz | 2023’e dek 2 200 NSEB binası → 66 000 t CO₂ önlendi; 2025’ten itibaren yıllık 30.000 yeni NSEB hedefi . |
Veri & Karar Destek | Açık veri platformu, yapay zekâ ile risk haritalama | Ulusal Akıllı Şehir Açık Veri Platformu – ULASAV 2024’te beta açıldı . |
Bununla birlikte yüksek ilk yatırım maliyeti, veri güvenliği çekinceleri ve kurumlar arası koordinasyon eksikliği akıllı şehir projelerinin ilerleme hızını sınırlayan başlıca engeller. Yeni finansman modelleri, standart setleri ve yerel teknik kapasite programları bu nedenle Ulusal Strateji’nin “2026 ara hedefleri” listesinde ilk sıralarda yer alıyor.
Türkiye, akıllı şehir ekosistemini iklim politikalarıyla “aynı çekim merkezine” yerleştiren nadir ülkelerden biri. Türkiye’de akıllı şehir paradigması artık yalnızca kentsel konfor artışı değil; İklim Kanunu’nun gerektirdiği emisyon azaltımının ana omurgası olarak konumlanıyor. Ulusal strateji, güncellenen inşaat mevzuatı ve kent bazlı yenilikçi projeler bir araya geldiğinde, şehirler hem iklim şoklarına karşı daha dirençli hâle geliyor hem de sürdürülebilir büyüme için yeni bir ekonomik kulvar açıyor.
Strateji belgeleri, İklim Kanunu süreci ve 2025’te devreye girecek inşaat mevzuatı revizyonları, şehirleri emisyonlardan arındırırken ekonomik verimliliği de artırmayı hedefliyor. Akıllı enerji, ulaşım ve bina çözümleri—doğru finansman, standart ve insan kaynağı eşliğinde—kentlerimizi sadece iklim şoklarına karşı dayanıklı kılmakla kalmayacak; davranışsal ekonomi yaklaşımıyla yerel halkın refah ve katılım düzeyini de yükseltecek.
İklim mücadelesinin sahne ışıkları artık şehirlerin üzerinde. Akıllı şehir projeleri, kent-odaklı inovasyon ve hukuk-teknoloji entegrasyonuyla şekillenen bu “yeni kalkana” stratejik ama esnek bir çerçeve sunuyor; küresel ısınmayla mücadelenin en somut, en kentli hâlini inşa ediyoruz.
…………………………………………………………………
Bu metin bilgilendirme amaçlıdır; hukuki görüş teşkil etmez.
Son yıllarda, hem varlık sahiplerinin hem de yöneticilerin UNPRI ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri gibi küresel girişimleri giderek daha fazla benimsemesiyle, yatırımcıların ilgisinde ESG uyumlu yatırımlara doğru gözle görülür bir değişim yaşandı. Bu eğilime, sürdürülebilir yatırım seçeneklerine yönelik perakende talebinde gözle görülür bir artış eşlik ediyor. Bu değişimler, varlık sahiplerinin ve yöneticilerinin ESG hakkındaki duruşlarını ve yatırım karar alma süreçlerindeki rolünü net bir şekilde tanımlamaları için bir fırsat yaratıyor.
ESG faktörleri ile yatırım kararı alma arasındaki gelişen bağlantı, fonları ve varlık yönetimi sektörünü önemli ölçüde etkiliyor. Varlık sahipleri ve yöneticileri, önerilen herhangi bir işlemde veya yatırım kararında ESG hususlarını hesaba katmak konusunda kendilerini giderek daha fazla yükümlü buluyorlar. Bu, sürdürülebilirlik risklerinin uygun şekilde değerlendirilmesini ve yatırımların müvekkillerinin veya yararlanıcılarının ESG tercihleriyle uyumlu olmasını sağlar. Sonuç olarak, ESG konularının entegrasyonu yalnızca bir uyum çalışması olmaktan çıkıp varlık sahipleri ve yöneticileri için temel bir iş hususu haline geldi.
Bu gelişmeleri yakından takip ederek, işletmelerin ESG süreçlerinde ihtiyaçları olan entegrasyonu sağlama konusunda geniş deneyime sahibiz. Hizmetlerimiz, organizasyon düzeyinde stratejik ve operasyonel tavsiyeler sunmaktan, ESG ile ilgili stratejilerin başlatılmasına veya yatırım yapılmasına yardımcı olmaya kadar uzanır.
Kurumsal amaç, hesap verebilirlik ve operasyonel dayanıklılığa artan vurgu, kurumsal stratejiler kapsamında çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) hususlarının önemini artırmaya devam ediyor.
Geçmişte bu tür konular genellikle finansal değeri azaltıcı olarak görülebilirken, artık sürdürülebilir iş uygulamalarının yalnızca riskleri azaltmakla kalmayıp aynı zamanda şirketlerin değerini de artırdığına dair giderek artan bir farkındalık var. Her işletmenin farklı riskleri olsa da, iklim değişikliği etkisi, yolsuzluk gibi etik ihlaller, işçi hakları ihlalleri, modern kölelik ve insan hakları ihlalleri, cinsel taciz iddiaları, iş yeri kültürü ve vergi kaçakçılığı gibi konular yaygın riskler arasında yer alıyor.
İşletmelere, fırsatları yakalarken ESG risklerini etkili bir şekilde yönetmeye yönelik stratejileri anlamalarına ve uygulama süreçlerinde yol arkadaşı oluyoruz. Yönetişim, insan hakları, iklimle ilgili kaygılar ve topluluk katılımını kapsayan derin uzmanlığımızdan ve kapsamlı pazar bilgimizden yararlanarak, işletmelerin uzun vadeli dayanıklı temellerde, başarı bir ESG ortamını en sağlıklı yöntemlerle yönetecek stratejileri geliştiriyoruz.