Son yıllarda faiz-kur dengesindeki dalgalanma ve 29 Mayıs 2024 tarihli TTK değişiklikleri şirket yöneticilerini işlem sürelerini kısaltan, hukuki belirsizliği azaltan sözleşme modellerine yöneltti. Özellikle asgari sermaye artışı, yönetim kurulu karar mekanizmaları ve ticaret sicil süreçlerini sadeleştiren düzenlemeler, hisse satın alma sözleşmesi (SPA) ve birleşme kurgularının “yeniden tasarlanmasını” zorunlu kılıyor.
SPA, Pay Devri-Tescil ve TTK m.146 Kapsamında Stratejik Yol Haritası
Hisse Satın Alma Sözleşmesi (SPA) ve Risk Yönetimi
1- Ana Yükümlülükler
SPA’da tarafların temel borçları üç sütunda toplanır: (i) devir konusu payların mülkiyetinin ve haklarının eksiksiz teslimi, (ii) bedelin ödenmesi, (iii) işlemin rekabet, finans ve sektörel izinler bakımından geçerliliğinin sağlanması.
2- Teminat Koşulları ve “Representations & Warranties”
Yönetim kurulları adına imzalanan beyan-garanti hükümlerin ihlali, Türk Borçlar Kanunu’ndaki (TBK m.112) kusursuz sorumluluk rejimine yaklaştırılmıştır: ihlalin varlığı, karşı tarafın zararını tazmin için yeterlidir; kusur aranmaksızın tazminat yükümlülüğü doğar. Giderek yaygınlaşan “escrow + earn-out” kombinasyonu, satıcının geleceğe dönük performans garantisini teminat altına alırken nakit çıkışını dengeleyen pratik bir araç sunar.
3- Risk Geçişi: “Signing vs. Closing” Ayrımı
Türk uygulamasında payın mülkiyeti genellikle kapanış (closing) tarihinde geçer; ancak temsil-garanti ihlallerine ilişkin sorumluluk imza (signing) anından itibaren doğar. Bu nedenle yöneticiler, “sandviç” tazminat klozu (pre-closing + post-closing) oluşturarak, geçiş sürecindeki olası zararları iki ayrı dönemde güvence altına almalıdır.
4- Kapanış Ön Koşulları (Conditions Precedent)
Rekabet Kurumu izni, düzenleyici otorite onayları, finansman kapama mektupları ve kilit çalışanların iş sözleşmeleri gibi şartlar açık yazılmalı; “long-stop date” (nihai tarih) belirlenerek tarafların belirsiz süre boyunca işlem rehininde kalması engellenmelidir.
Pay Devri ve Ticaret Siciline Tescil: “Görünmeyen Engel”
Anonim şirketlerde nama yazılı pay devri pay defterine kayıtla hüküm doğururken; limited şirketlerde noterde düzenleme ve genel kurul (GK) onayı aranmaktadır. 2024 tarifesinde limited pay devri için ortalama 2.000 TL sicil hizmet bedeli ve kelime başı 2,95 TL ilan ücreti öngörülmüştür.
Prosedür Akışı
Yönetimlerin en sık düştüğü hata, “şikâyet penceresi” denilen 8-günlük itiraz süresi sona ermeden yönetim kurulu yapısını güncellememektir. Tescil ilanı yayımlanmış olsa dahi eski temsilci imza atarsa işlemi geçersiz kılacak ciddi riskler doğar.
Birleşme Sözleşmesi’nde TTK m.146’nın İncelikleri
1-Birleşme Tipleri: Devralma vs. Yeni Kuruluş
TTK m. 136’ya göre:
2-Pay Değişim Oranı
m. 146/1-b uyarınca devrolunan payların gerçek değeri ile devralan payların gerçek değeri arasındaki fark %10’u aşarsa denkleştirme bedeli zorunludur. Pratikte yönetimler, SPK’nın çağrı fiyatı kriterlerine paralel “mekanik formül” (P/B x EBITDA ağırlıklı) kullanarak itiraza açık alanı daraltmaktadır.
3-Süreç Aşamaları
4- Uygulamada Sık Sorunlar
Yönetim Masası İçin Kontrol Listesi
“Düzenlenmeyen Risk, Satın Alınan Risktir”
Yönetim kurulları için SPA, tescil ve birleşme sözleşmeleri, yalnızca hukuki belgeler değil; şirketin bütünleşik risk haritasıdır. Kurumsal hafızaya entegre edilen kontrol listeleri, teminat mekanizmaları ve güncel TTK uyumu, işlemi masa başında değil, kapanış sonrası dönemde kazandırır. Bu rehber, stratejik kurguyu doğru yapmanız için bir yol haritası sunar; uzman ekibimiz, her aşamada ticari hedeflerinizi hukuki güvenceye dönüştürmek üzere yanınızdadır.
…………………………………………………………………
Bu metin bilgilendirme amaçlıdır; hukuki görüş teşkil etmez.
Son yıllarda, hem varlık sahiplerinin hem de yöneticilerin UNPRI ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri gibi küresel girişimleri giderek daha fazla benimsemesiyle, yatırımcıların ilgisinde ESG uyumlu yatırımlara doğru gözle görülür bir değişim yaşandı. Bu eğilime, sürdürülebilir yatırım seçeneklerine yönelik perakende talebinde gözle görülür bir artış eşlik ediyor. Bu değişimler, varlık sahiplerinin ve yöneticilerinin ESG hakkındaki duruşlarını ve yatırım karar alma süreçlerindeki rolünü net bir şekilde tanımlamaları için bir fırsat yaratıyor.
ESG faktörleri ile yatırım kararı alma arasındaki gelişen bağlantı, fonları ve varlık yönetimi sektörünü önemli ölçüde etkiliyor. Varlık sahipleri ve yöneticileri, önerilen herhangi bir işlemde veya yatırım kararında ESG hususlarını hesaba katmak konusunda kendilerini giderek daha fazla yükümlü buluyorlar. Bu, sürdürülebilirlik risklerinin uygun şekilde değerlendirilmesini ve yatırımların müvekkillerinin veya yararlanıcılarının ESG tercihleriyle uyumlu olmasını sağlar. Sonuç olarak, ESG konularının entegrasyonu yalnızca bir uyum çalışması olmaktan çıkıp varlık sahipleri ve yöneticileri için temel bir iş hususu haline geldi.
Bu gelişmeleri yakından takip ederek, işletmelerin ESG süreçlerinde ihtiyaçları olan entegrasyonu sağlama konusunda geniş deneyime sahibiz. Hizmetlerimiz, organizasyon düzeyinde stratejik ve operasyonel tavsiyeler sunmaktan, ESG ile ilgili stratejilerin başlatılmasına veya yatırım yapılmasına yardımcı olmaya kadar uzanır.
Kurumsal amaç, hesap verebilirlik ve operasyonel dayanıklılığa artan vurgu, kurumsal stratejiler kapsamında çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) hususlarının önemini artırmaya devam ediyor.
Geçmişte bu tür konular genellikle finansal değeri azaltıcı olarak görülebilirken, artık sürdürülebilir iş uygulamalarının yalnızca riskleri azaltmakla kalmayıp aynı zamanda şirketlerin değerini de artırdığına dair giderek artan bir farkındalık var. Her işletmenin farklı riskleri olsa da, iklim değişikliği etkisi, yolsuzluk gibi etik ihlaller, işçi hakları ihlalleri, modern kölelik ve insan hakları ihlalleri, cinsel taciz iddiaları, iş yeri kültürü ve vergi kaçakçılığı gibi konular yaygın riskler arasında yer alıyor.
İşletmelere, fırsatları yakalarken ESG risklerini etkili bir şekilde yönetmeye yönelik stratejileri anlamalarına ve uygulama süreçlerinde yol arkadaşı oluyoruz. Yönetişim, insan hakları, iklimle ilgili kaygılar ve topluluk katılımını kapsayan derin uzmanlığımızdan ve kapsamlı pazar bilgimizden yararlanarak, işletmelerin uzun vadeli dayanıklı temellerde, başarı bir ESG ortamını en sağlıklı yöntemlerle yönetecek stratejileri geliştiriyoruz.