• Gedikoğlu Hukuk - Güvenilir ve Yenilikçi
  • +90 (216) 266 79 25
  • info@gdhukuk.com
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • Vizyonumuz
    • Sürdürülebilirlik
      • Gedikoğlu Hukuk ile Sürdürülebilirlik
      • Küresel Başarı için Güçlenen Kadınlar
      • İşte Eşitlik ve Kapsayıcılık
    • Kariyer
    • Ekibimiz
  • FAALİYET ALANLARIMIZ
    • ESG ve Sürdürülebilirlik
    • Şirketler Hukuku
    • Uluslararası Ticari İşlemler
    • Etki Yatırımı
    • Sürdürülebilir ve Yeşil Finans
    • Yeşil Enerji
    • Bilgi Teknolojileri ve İnternet Hukuku
    • İcra ve İflas Hukuku
    • Tahkim ve Arabuluculuk
    • İş Hukuku
    • Gayrimenkul ve İnşaat Hukuku
    • Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku
    • Start-Up Hukuku
    • Kişisel Verilerin Korunması
  • BLOG
  • İLETİŞİM
  • Türkçe
    • Türkçe
    • English

Dünya Kadın Hakları Günü

gdhukuk
Aralık 8, 2024
Blog
avukat, blog, etki yatırımı, gedikoğlu, Gedikoğlu diri, hukuk, kadın, kadın hakları, sürdürülebilirlik
Fosil Yakıtların Terk Edilmesi ve Atıl Varlık Riski: Yeni Dönemin Dinamikleri
Aralık 5, 2024
2024 G20 Sürdürülebilir Finans Raporu Yayımlandı
Aralık 12, 2024

Kadın hakları, adalet ve eşitliğin temelini oluşturur ancak tarih boyunca bu haklar, cinsiyet temelli ayrımcılığa karşı mücadeleyle kazanılmıştır. Eğitim, seçme-seçilme, şiddetten korunma ve eşit ücret gibi haklar yalnızca bireylerin değil, devletlerin de sorumluluğundadır. Kadın hakları, toplumsal refah ve sürdürülebilir gelişim için bir gereklilik.

Türkiye’de kadın hakları mücadelesi, Cumhuriyet dönemindeki reformlarla hız kazanmıştır. Kadınlara, Batılı ülkelerin çoğundan önce seçme ve seçilme hakkı tanınmış, hukuki reformlarla toplumsal dönüşüm desteklenmiştir.

Dünyada ise kadınların eşitlik talebi, Fransız Devrimi ile başlamış, 20. yüzyılda uluslararası bir gündeme dönüşmüştür. Kadın haklarının bu tarihsel yolculuğunda, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e ve uluslararası harekete uzanan dönüm noktaları şöyle sıralanabilir:

Osmanlı İmparatorluğu Dönemi

Kadın hakları mücadelesi Osmanlı’nın son dönemlerinde başladı. 19. yüzyılın ikinci yarısında yayımlanan kadın dergileri, kadınların eğitim ve sosyal hayattaki rolüne dair farkındalık yarattı. Fatma Aliye, ilk Türk kadın romancı olarak kadınların sesini duyuran öncülerden biriydi.

Cumhuriyet Dönemi ve Kadın Haklarında Reformlar

Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde gerçekleştirilen reformlar, kadınların eşit yurttaşlık haklarına sahip olması açısından bir dönüm noktasıydı:

● Medeni Kanun’un Kabulü (1926): Kadınlar, medeni haklar, miras ve boşanma konularında erkeklerle eşit haklara sahip oldu.

● Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı (1934): Türkiye, kadınlara bu hakkı birçok Batılı ülkeden önce tanıdı.

1980’ler ve Kadın Hareketinin Güçlenmesi

1980’lerde Türkiye’de kadın örgütlenmeleri güç kazandı. Kadın Sığınma Evleri, Mor Çatı gibi sivil toplum girişimleri, kadınların şiddet ve ayrımcılıkla mücadelesinde önemli roller üstlendi.

Fransız Devrimi ve Kadınların Hak Talepleri (1789)

Fransız Devrimi sırasında kadınlar, hak taleplerini dile getirmek için sokaklara döküldü. Olympe de Gouges’un kaleme aldığı Kadın Hakları Bildirgesi (1791), kadınların eşit haklara sahip olması gerektiğini savunan ilk önemli belgelerden biri oldu.

Kadınların Oy Hakkı Hareketi (19. yüzyıl)

● 1848’de Seneca Falls Kadın Hakları Kongresi (ABD), kadınların oy hakkı için önemli bir dönüm noktasıydı.

● Yeni Zelanda, 1893’te kadınlara oy hakkı tanıyan ilk ülke oldu.

● 20. yüzyılın başlarında İngiltere’deki Süfrajet Hareketi, dünya çapında kadınların oy hakkı mücadelesine ilham verdi.

Birleşmiş Milletler ve Kadın Hakları (1945)

BM’nin kuruluşuyla birlikte kadın hakları, uluslararası bir mesele haline geldi. 1979’da kabul edilen Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW), kadın haklarını hukuki temelde koruyan önemli bir adım oldu.

Paylaş
77
gdhukuk
gdhukuk

Önerilen Paylaşımlar

Nisan 3, 2025

CDP Corporate Health Check 2025 Raporu


Daha fazlası
Nisan 3, 2025

Uluslararası Tahkim ve Uyuşmazlık Çözümü: İngiltere ve Türkiye Hukukunda Stratejik Yaklaşımlar


Daha fazlası
Nisan 3, 2025

EFRAG, KOBİ’ler İçin Gönüllü Sürdürülebilirlik Raporlama Standardı (VSME)’nı Yayımladı


Daha fazlası
Gedikoğlu Hukuk

Cevizli Mah. Tugay Yolu Cad. No:10A,
Oyak Dragos, A Blok, K:10, D:74
Maltepe, İstanbul

info@gdhukuk.com
+90 (216) 266 79 25

Site Haritası


  • → Home
  • → About Us
  • → Practice Areas
  • → Blog
  • → Contact

Kurumsal


  • → Clarification Text
  • → Privacy Policy
© 2025 Gedikoğlu Hukuk. All Rights Reserved.
  • By sayfanın çevirisi mevcut değil

 

Son yıllarda, hem varlık sahiplerinin hem de yöneticilerin UNPRI ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri gibi küresel girişimleri giderek daha fazla benimsemesiyle, yatırımcıların ilgisinde ESG uyumlu yatırımlara doğru gözle görülür bir değişim yaşandı. Bu eğilime, sürdürülebilir yatırım seçeneklerine yönelik perakende talebinde gözle görülür bir artış eşlik ediyor. Bu değişimler, varlık sahiplerinin ve yöneticilerinin ESG hakkındaki duruşlarını ve yatırım karar alma süreçlerindeki rolünü net bir şekilde tanımlamaları için bir fırsat yaratıyor.

ESG faktörleri ile yatırım kararı alma arasındaki gelişen bağlantı, fonları ve varlık yönetimi sektörünü önemli ölçüde etkiliyor. Varlık sahipleri ve yöneticileri, önerilen herhangi bir işlemde veya yatırım kararında ESG hususlarını hesaba katmak konusunda kendilerini giderek daha fazla yükümlü buluyorlar. Bu, sürdürülebilirlik risklerinin uygun şekilde değerlendirilmesini ve yatırımların müvekkillerinin veya yararlanıcılarının ESG tercihleriyle uyumlu olmasını sağlar. Sonuç olarak, ESG konularının entegrasyonu yalnızca bir uyum çalışması olmaktan çıkıp varlık sahipleri ve yöneticileri için temel bir iş hususu haline geldi.

Bu gelişmeleri yakından takip ederek, işletmelerin ESG süreçlerinde ihtiyaçları olan entegrasyonu sağlama konusunda  geniş deneyime sahibiz. Hizmetlerimiz, organizasyon düzeyinde stratejik ve operasyonel tavsiyeler sunmaktan, ESG ile ilgili stratejilerin başlatılmasına veya yatırım yapılmasına yardımcı olmaya kadar uzanır.



 

Kurumsal amaç, hesap verebilirlik ve operasyonel dayanıklılığa artan vurgu, kurumsal stratejiler kapsamında çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) hususlarının önemini artırmaya devam ediyor.

Geçmişte bu tür konular genellikle finansal değeri azaltıcı olarak görülebilirken, artık sürdürülebilir iş uygulamalarının yalnızca riskleri azaltmakla kalmayıp aynı zamanda şirketlerin değerini de artırdığına dair giderek artan bir farkındalık var. Her işletmenin farklı riskleri olsa da, iklim değişikliği etkisi, yolsuzluk gibi etik ihlaller, işçi hakları ihlalleri, modern kölelik ve insan hakları ihlalleri, cinsel taciz iddiaları, iş yeri kültürü ve vergi kaçakçılığı gibi konular yaygın riskler arasında yer alıyor.

İşletmelere, fırsatları yakalarken ESG risklerini etkili bir şekilde yönetmeye yönelik stratejileri anlamalarına ve uygulama süreçlerinde yol arkadaşı oluyoruz. Yönetişim, insan hakları, iklimle ilgili kaygılar ve topluluk katılımını kapsayan derin uzmanlığımızdan ve kapsamlı pazar bilgimizden yararlanarak, işletmelerin uzun vadeli dayanıklı temellerde, başarı bir ESG ortamını en sağlıklı yöntemlerle yönetecek stratejileri geliştiriyoruz.